Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendini "demokratik sol bir siyasal parti" olarak tanımlayıp köklü bir yenileşmeyi gerçekleştirdiği 23. Olağan Kurultayından bu yana onyedi yıl geçti.
Bu süre içinde tarihin hızlandığı bir dönem yaşandı. Dünya, çok köklü ekonomik, siyasal, teknolojik değişimlere tanık oldu. Bilgi çağına geçiş süreci başladı. Solun yüz yıllık iç kavgası, Sovyetlerle birlikte sosyalizmin totaliter modelinin çöküşüyle noktalandı. Sosyal demokrasi -ya da eş anlamıyla demokratik sosyalizm- geçmişten çok daha geniş bir coğrafyada iddia sahibi oldu. Eski Doğu blokunda ve Sovyetler Birliğinde yer alan ülkelerde bölünmeler yaşandı; yeni bağımsız devletler oluştu. Askeri ittifakların konumu ve anlamı değişti. Özellikle haberleşme teknolojisinin başdöndürücü gelişimi, herkesin birbirinden daha haberli, birbiriyle daha ilgili olduğu yeni ve küçülen bir dünya yarattı.
CHP'nin son programının kabul edildiği 1976'dan bu yana, ülkemizde de önemli değişiklikler yaşandı. 12 Eylül rejimi, 1980'de tüm partileri kapatarak, Türkiye'nin siyaset kurumuna ve siyasal geleneklerine ağır bir darbe indirdi. Demokratik hak ve özgürlükleri çok büyük ölçüde kısıtlayan bir anayasa yapıldı. 1983 seçimleriyle başlayan demokrasiye yeniden geçiş sürecine rağmen siyasal yaşam normalleştirilemedi. İnsan hakları ihlalleri, kötü yönetim alışkanlıkları devam etti. Bütün bunlara rağmen, Türkiye'nin özgürlük ve demokrasi taleplerindeki güç, bu dönemde bile bazı olumlu gelişmeleri zorlayabildi.
Aynı dönemde, dünyaya açık bir ekonomi yönünde adımlar atıldı. Pazar ekonomisinin bazı özellikleri benimsendi. Ancak ekonominin örgütlü ve rekabetçi kimliğe, sağlam bir altyapıya, etkin bir hukuk sistemine ve sosyal adalet çerçevesine kavuşmasına dönük reformlardan uzak duruldu. Eşitsizlik, işsizlik, verimsizlik, tekelcilik teknolojideki gerilik, yönetimde kayırımcılık ve keyfilik, ekonominin önemli zaafları olmaya devam etti.
Bu sarsıcı oluşumların dünyada ve Türkiye'de yoğun biçimde yaşandığı, bazı dönüşümlerin gerçekleştiği zaman diliminin büyük bölümünde, CHP, siyaset sahnesinde yoktu. 9 Eylül 1992'de yeniden doğan partimiz, bir bakıma, yepyeni bir dünyaya ve bazı özellikleriyle farklı bir Türkiye'ye gözlerini açtı.