Cumhuriyet Halk Partisi, temiz, sağlıklı ve yeşil çevreyi çağdaşlığın simgesi; böyle bir ortamda yaşamayı ise bireylerin temel hakkı olarak kabul eder. Çevre hakkı artık evrensel insan hakları kapsamına girmiştir. Ekolojikr dengeleri gözetmeyen kalkınma çabaları tıkanmaya mahkumdur. Bu nedenle, üretim, büyüme, sanayileşme, kentleşme uğraş ve politikaları, ne pahasına olursa olsun anlayışı ile değil, çevreyi ve doğayı kirletip tahrip etmeden yürütülmelidir. Ülkemizde hızla artmakta olan toprak erozyonunu önlemek, yeşil örtünün ve canlı yaşamın birlikte oluşturduğu ekolojik dengenin bize sunduğu doğal zenginliklerin bilinçsizce kullanılıp geri dönüşsüz yitimine izin vermemek zorundayız. CHP, erozyon tehlikesine karşı bir "Ulusal Plan"ı kararlı bir şekilde uygulamaya koyacaktır.
Büyüme hedef ve stratejilerinin belirlenmesinde, global doğal kaynakların sınırlılığını dikkate alan "sürdürebilirlik kriteri'nin dünya ölçeğinde gözetilmesinde duyarlılığını ortaya koyacaktır. CHP, Türkiye Cumhuriyeti'nin çevre korunması konusunda imzaladığı uluslararası belgelere uyulmasında kararlılık gösterecek, Türkiye'nin çevresel konularda görüş ve tavrını uluslararası platformlara taşıması sağlanacaktır. CHP, kentsel altyapıların tamamlyanmasını; katı atık sorununun, ileri teknoloji ve sağlık kuralları içinde çözülmesini; kıyı, deniz ve göllerinl herkesin ortak kullanımı için korunmasını; bu alanlarda yapılanmanın kullanımı engellememesini; kentlerin yeşil kuşaklarla donatılmasını görev bilmektedir.
CHP, özellikle, tüm tatlı su kaynaklarımız ile Marmara Denizi'nin kirlenmesini "özel bir proje" kapsamında kontrol altına alacak; "Akdeniz ve Karadeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Uuslararası Sözleşmeleri'nin uygulanmasını özenle sürdürecektir. Sanayileşme ve enerji tüketimi ile çevre koruma politikaları birbirinin engeli değil, beraber geliştirilmeleri gereken hedeflerdir. Teknoloji tercihlerinde çevreyi koruma boyutu kesinlikle dikkate alınmalı; çevre kirliliğinin önlenmesi ile ilgili teknolojilerin transferi, özümlenmesi ve üretimi desteklenmelidir. CHP iktidarında, sanayi ve enerji tesisleri'nin belirlenecek çevre standartlarına uymaları; bunun için gerekli teknolojik önlyemleri almaları özendirici yöntemlerle kesinlikle sağlanacaktır. Verimli tarım alanlyarının sanayi ve yerleşim bölgeleri olarak kullanımı önlenecektir. Çevre sorunlarının kaynağında denetimle kontrolü ve asgariye indirilmesi hedef alınacak; Türkiye'nin çevresel envanteri çıkarılacak; korumacı çevre politikalarına etkinlik kazandırılacaktır. Sanayi politikaları, programları ve yatırımlarının "Çevresel Etki Değerlendirilmesi" (ÇED) eşliğinde gerçekleştirilmesine özen gösterilecek, bu amaçla, özerk bir yapıda "Yüksek ÇED Kurulu" oluşturulacaktır. Bu kurul, ÇED raporlarının bilimselliği ve tutarlılığını sağlayacaktır.
Tüketici toplumu ile çevre korumacılığı arasında dengeli bir ilişki kurmak için çaba harcanacak, çevre dostu ürünlerin halk tarafından kolaylıkla tanınabilmesi için amblem uygulamasına geçilecektir. CHP, Çevre Bakanlığını, politikaları belirleyen, yönlendiren, eşgüdümü sağlayan bir yapıda gerçekleştirecek; yaptırım ve denetim işlevlerini ağırlıkla Yerel Yönetimler ve Çevreci Sivil Toplum Örgütleri eliyle yürütülmesini; çevrenin kirlenmesinin bedelini kirletenin ödemesini sağlayacaktır. Çevre sorunları yaratma olasılığı bulunan yatırım ve uygulamalarda yöre halkının bilgilenmesi sağlanacak, "referandum" yoluna başvurulacaktır. CHP, temiz, sağlıklı ve yeşil bir dünya için çevrenin ve doğanın korunması bilincini yaygınlaştırmak için, tanıtsal ve eğitsel faaliyetlere önem verecek; bu amaçla zorunlu ders uygulamasına geçecektir.
CHP, nesli tükenmekte olan hayvan ve bitki türlerinin korunması için gerekli etkin önlemleri alacak; "Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi" ilkelerinlinin ülkemizde de yaşama geçirilmesini sağlayacaktır.